top of page

İş akdi sonlanan işçinin eski müşterileri ayartmak suretiyle haksız rekabet ortamı oluşturması


Photo by chuttersnap

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi         

2015/2382 E.  ,  2015/8070 K.

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2014 NUMARASI : 2014/745-2014/298

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/10/2014 tarih ve 2014/745-2014/298 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı R.. G.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:



Dava:

Davacı vekili; davalı R.. G..’nin, müvekkil şirkette “Operasyon Sorumlusu” olarak 01.11.2003-02.08.2008 tarihleri arasında çalıştığını, 02.08.2008 tarihinde iş akdini istifa ederek sonlandırdığını daha sonra S. Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Ltd.Şti’nde, ondan sonra A. Uluslar arası Nakliyat Petrol Lojistik isimli firmada çalışmaya devam ettiğini, buradan ayrıldıktan sonra da 08.03.2010 tarihinde davalı S. Loj. San. veTic. Ltd. Şti’ni kurduğunu, müvekkili firmanın T.-R. ve B. ülkelerine nakliye işinde derin bir bilgi ve tecrübesinin bulunduğunu, uluslararası nakliye ve özellikle R. ve B. ülkelerine nakliye işi yapan tüm firmaların müvekkili şirketin ticari rakibi olduğunu, davalı firmaların ve R.. G..’nin iştirak halinde davranarak müvekkili firmada çalışma sırasında vakıf olduğu müşteri listesini, müvekkili firmada edindiği ticari sırları, fiyat politikasını kullandığını, haksız rekabet ortamı oluşturduğunu, müvekkili firmayı maddi ve manevi olarak zarara uğratmış olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin uğramış olduğu 8.000 TL manevi tazminatın işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini; maddi tazminat olarak TTK madde 58/2 fıkrası gereğince tespit edilecek, fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile 50.000 TL maddi tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan A. ve R.. G..’den müştereken ve müteselsilen tahsilini 25.000 TL maddi tazminatın haksız rekabet tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan Semaa Loj. ve R.. G..’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, 01.06.2008 tarihli sözleşmede yer alan Gizlilik Şartını ihlali nedeni ile 8.374 TL cezai şartın işleyecek avans faizi ile R.. G..’den tahsilini; yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

Davalılar R.. G.. ve S. Lojistk San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; davacının, müvekkilinin aynı piyasada iş yapmasını hazmedememiş olduğunu, müvekkilinin 1986’da nakliyat işinin öncülerinden A. Nakliyat A.Ş.’de çalışmaya başlayarak uluslararası nakliye işini ve piyasasının özelliklerini burada öğrenerek konunun uzmanı olduğunu; T. Nakliyat’ta mesleki bilgi-becerilerini geliştirdiğini, davacının müşteri listesine yada sırlarına ihtiyacı olmadığını, R.yı da piyasayı da iyi bildiğini, haksız rekabet yaratmadığını ve davacının zararına sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı A.Uluslararası Nakliyat Petrol Lojistik inşaat Otomotiv San.ve Tic. A.Ş. vekili; müvekkili şirketin yaklaşık 11 yıldır aynı bölgeye yük taşımacılığı yaptığını tanınmış olduğunu, davacıyla ortak müşterilerinin olmasının doğal olduğunu, davalı R.. G..’nin müvekkil firmada 19.02.2009 ile 10.03.2010 tarihleri arasında çalışmış olduğunu, R.. G..’nin müvekkili firmada çalışırken kendi adına kart bastırdığını, müvekkili firma müşterilerine dağıttığını, kendisini müvekkili firma yetkilisi, yönetim kurulu üyesi göstermek gibi tutum ve davranışlar içine girdiğini, müşteriler ile samimi ilişkiler kurmaya çalıştığını, müvekkili firmada çalışırken S. Loj. ünvanlı bir firma kurduğunun müvekkili firma tarafından öğrenilince R.. G..’nin işten ayrılmak zorunda kalmış olduğunu, müvekkili firmanın davacıya karşı haksız rekabet oluşturacak tutum ve davranışlar içine hiçbir zaman girmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.



Mahkeme:

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;


davalı Recep tarafından davacıya ait müşteri listesinin ticari sırların ve fiyat politikalarının kullanılmasının haksız rekabet ortamı yarattığı, A. şirketindeki faaliyetlerinin haksız rekabet olarak kabul edilmeyeceği, aynı sektörde S. şirketini kurarak davacının müşterilerine mail yoluyla fiyat teklifleri sunduğu, davacının çalışanlarından davalı Recep'e güncel bilgi akışı olduğu ve bu doğrultuda davalı Recep'in davacı müşterilerini ayartmaya çalıştığı, davacı şirkete karşı girişilen iktisadi rekabetin suistimalinin söz konusu olduğu,


iki no.lu davalı şirket ve davalı R.. G..'nin eyleminin TTK 56 vd. maddelerince haksız rekabet teşkil ettiğini, TTK m.57/6, 7 ve 8. gereğince haksız rekabet ve buna bağlı taleplerin yerinde olduğu, davacı ile davalı R.. G.. arasında imzalanmış olan 01.06.2008 tarihli Hizmet Sözleşmesinin “Gizlilik” başlıklı 4/İ/b maddesindeki düzenlemenin, çalışanın sır saklama yükümlülüğünün iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl süre ile devam edeceğine ilişkin özel bir düzenleme olduğu, özel hukukta sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca, BK m. 19-20’ye aykırı olmaması şartıyla, taraflar her konuda sözleşme ile düzenleme yapabileceği, yükümlülük altma girebileceği, sözleşme ile taahhüt edilen yükümlülüklerin ihlal edilmesinin sözleşmeye aykırılık oluşturacağı,


A. şirketinin ticari defterleri incelendiğinde davalı Recep'in çalıştığı dönemde davacı ile ortak olan müşterilere verilen hizmetler sonucu elde edilen karın 18.931,13 TL olarak tespit edildiği, davalı S. şirketinin ise defterlerini sunmadığı için ancak kıyaslama yapılmak suretiyle taktiren 1/3 oranında tazminat hesaplamasının kadri maruf olabileceği bunun 6.310 TL'ye tekabül edeceği, davacının 01.06.2008 tarihli hizmet sözleşmesinin gizlilik başlıklı 4/i/b maddesi göre 837,41 TL ücretinin 10 katı tutarı olan 8.374 TL cezai şartın miktarıda dikkate alındığında tarafların ekonomik sosyal durumlarıda göz önünde bulundurularak cezai şartta herhangi bir tenkise de gidilmesine gerek görülmediği, ayrıca BK.58 ve 49 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde manevi bir zarar, hukuka aykırı bir fiil ve zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan taktiren 5.000 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesiyle davanın davalı A. Uluslararası Nakliyat A.Ş yönünden reddine; manevi tazminat talebinin davalı S. Lojistik Ltd. Şti. ve R.. G.. yönünden kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine;


davalı R.. G.. yönünden, R.. G..'nin A. A.Ş'deki çalışması kapsamında talep edilen maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 18.931,13 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı R.. G..'den tahsili ile davacıya verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin talebin reddine; davalılar R.. G.. ve S. Lojistik Ltd. Şti. den (R.. G.. yönünden S. Lojistik Ltd. Şti. ne kurması nedeniyle) talep edilen maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.310,38 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı R.. G.. yönünden cezai şart alacağına ilişkin talebin kabulü ile 8.374 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili ve davalı R.. G.. vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı R.. G..'nin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava, haksız rekabete dayalı tazminat ve iş sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin olup, mahkemece sır saklama yükümlülüğün ihlali nedeniyle sözleşmede yazılı olan cezai şartın davalı R.. G..'den tahsiline dair hüküm kurulmuştur.

Davalı R.. G.. ile davacı şirket arasında imzalanan 01.06.2008 tarihli sözleşmenin Gizlilik başlığı altında yer alan düzenlemelere göre, çalışanın iş sözleşmesi sona erdikten sonra 2 yıl süreyle sır saklama yükümlülüğünün devam edeceği, bu yükümlülüğe aykırılık halinde cezai şart ödeneneceği kabul edilmiştir. Davalı, iş sözleşmesinin 02.08.2008 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini buna yönelik İş mahkemesinde devam eden davanın işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuş ise, davalının bu savunması mahkeme tarafından dikkate alınmamıştır. Davalının dosyaya sunmuş olduğu Bakırköy İş Mahkemesinin kararı ve Yargıtay 9. H.D.nin 2013/2670e. 2014/34183k. Sayılı ilamına göre ise; davalının iş sözleşmesinin işveren davacı tarafından haksız yere feshedildiği sabittir.

818 sayılı Borçlar Kanununun 352. maddesinin 2. fıkrasında, “iş sahibi işçinin feshi muhik gösterecek bir kusuru yok iken akdi feshetmiş yahut iş sahibinin feshi haklı gösteren bir kusuru dolayısıyla akit işçi tarafından feshedilmiş ise, işçi aleyhine memnuniyete muhalefetinden dolayı dava ikame edilemez” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, davacı işverenin rekabet yasağına aykırılık sebebiyle dava açabilmesi için işçinin kusuru ile haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmiş olması gerekir. Oysa iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiği de sabit olduğuna göre; Borçlar Kanunun 352. maddesi hükmü gereği davacı işverenin sözleşmede yer alan sır saklama yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle cezai şart isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:


Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı R.. G.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı R.. G.. vekilinin temyiz itirazının kabılü ile hükmün davalı R.. G.. yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı R.. G..'ye iadesine, 10/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

643 görüntüleme0 yorum
bottom of page